İsrail, Demir Kubbe savunma sistemi ile gelen roketlerden korunuyor. Şimdi, özellikle İran’dan gelen çevrimiçi saldırılara karşı savunmak için bir “siber kubbe” inşa ediyor.
İsrail Ulusal Siber Müdürlüğü’nün uluslararası işbirliği başkanı Aviram Atzaba, “Son iki yıldır, roketlere karşı Demir Kubbe gibi işlev gören siber saldırılara karşı bir siber kubbe geliştiriyoruz” dedi.
Müdürlük, İran ve müttefiklerinin siber saldırıları arttığından beri tüm İsrail siber alanını korumak için proaktif olarak çalışan merkezi, gerçek zamanlı bir sistem oluşturmak için çalışıyor.
Atzaba, savaşın patlak vermesinden bu yana yaklaşık 800 önemli saldırının engellendiğini söyledi. Hedefler arasında hükümet kuruluşlarının yanı sıra askeri ve sivil altyapı da vardı.
Atzaba, İsrail’in halihazırda siber savunmaya sahip olmasına rağmen, uzun süredir “bağlantılı olmayan yerel çabalardan” oluştuğunu söyledi.
Tel Aviv Üniversitesi’ne bağlı Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü’nde araştırmacı olan Chuck Freilich, İsrail’in büyük bir siber güç olarak görülmesine rağmen, İran’ın yalnızca iyileşme olasılığının yüksek olduğunu söyledi.
İran’ı çevrimiçi savaşlarda “etkileyici bir düşman” olarak nitelendirdi.
“Saldırıları altyapıyı sabote etmeyi ve yok etmeyi amaçlıyor, aynı zamanda istihbarat için veri toplamayı ve propaganda amacıyla yanlış bilgi yaymayı amaçlıyor” dedi.
Freilich, Şubat ayında yayınlanan bir çalışmada, iki önemli olay bir değişikliği tetikleyene kadar İran’ın siber savaşa yatırım yapmakta nispeten yavaş olduğunu savundu.
İlk olarak, liderleri hükümet karşıtı protestocuların interneti 2009 seçim sonrası ayaklanmaya desteği seferber etmek için bir araç olarak nasıl kullandıklarına dikkat çekti.
Hareketi ezen kanlı baskıda İran yetkilileri, protestoları kapsayan sosyal medyaya ve web sitelerine erişimi kesti.
Ardından, Eylül 2010’da, İran’ın İsrail ve ABD’yi suçladığı Stuxnet virüsünü kullanan sofistike bir siber saldırı, Tahran’ın nükleer programına fiziksel zarar verdi.
Freilich, saldırının “İran’ın aşırı kırılganlığını gösterdiğini ve ciddi bir ulusal şoka yol açtığını” söyledi.
O zamandan beri İran, “siber uzayda en aktif ülkelerden biri” olmak için önemli bir uzmanlık kazandı.
Atzaba, bilgisayar korsanlarının sayısının teknolojinin kalitesine ve uygulandığı kullanıma ikincil olduğunu savundu.
İsrail sistemi, “İsrail’in siber alanını güvenlik açıkları açısından sürekli izleyen ve paydaşları bunları hafifletme araçları hakkında bilgilendiren” çeşitli tarayıcılara sahip” dedi.
İsrail’in siber gücü, kamu, özel sektör ve akademik sektörler arasındaki yakın işbirliğine ve İsrail’in zayıf yönlerini belirlemeye yardımcı olan “beyaz şapkalı” bilgisayar korsanlarına dayanıyordu.
