Bir birey, kendi vergi yasalarına göre hem Hindistan’da hem de BAE’de ikamet etmeye hak kazandığında, dtaa’daki bağ koparma kuralı devreye girer. Bu kural, bireyin daimi evi, hayati çıkarların merkezi ve alışılmış mesken gibi çeşitli kriterlere dayanarak ikamet ettiği ülkenin vergi amaçlı belirlenmesine yardımcı olur.
Örneğin, Birleşik Arap Emirlikleri’nde ikamet eden bir kişinin de Hindistan’da ikamet ettiği kabul edilirse, eşitlik bozucu hükümler, hangi ülkenin bireyin gelirini vergilendirme hakkına sahip olduğunu belirlemeye yardımcı olacaktır. Bu süreç, çelişkili vergi yükümlülüklerinden kaçınmak ve uluslararası vergi düzenlemelerine uyumu sağlamak için esastır. Çifte vergilendirme olayından kaçınmak için vergi ikametgahının doğru belirlenmesi çok önemlidir. Antlaşma avantajlarına erişirken ikamet edilen ülkeyi ve kaynak ülkeyi tanımlamaya yardımcı olur. İkamet statüsünün yanlış belirlenmesi, her iki ülkede de beklenmeyen vergi yükümlülüklerine yol açarak finansal yönetimi karmaşıklaştırabilir ve potansiyel olarak yasal anlaşmazlıklara neden olabilir. Özetle, vatandaşlık kişisel bir tanımlayıcı olsa da, bireyler için vergi yükümlülüklerini belirleyen Hindistan Gelir Vergisi Yasası kapsamındaki ikamet statüsüdür. BAE sakinleri için, dtaa’lardan yararlanmak ve eşitlik bozma kurallarını anlamak, vergi verimliliği ve uyumluluğunun sağlanmasında temel adımlardır. Uluslararası etkileşimler büyümeye devam ettikçe, vergi ikametgahı ve çifte vergilendirme hükümleri hakkında bilgili ve proaktif kalmak, sağlam finansal yönetimin temel taşı olmaya devam edecektir. Yazar Ortaktır, MICS International