Abu Dabi’den Mouza Muhammed, kına’nın tanınmasından gurur duyduğunu belirterek, “Kına’nın dahil edilmesi, bu eski sanat formunun zamansız güzelliğini ve kültürel önemini kutlayan gururlu bir an. Yüzyıllar boyunca kına sadece bir süslemeden daha fazlası olmuştur – neşeyi, kimliği ve toplumu temsil eder, yaşamın kilometre taşlarını işaretler ve paylaşılan gelenekler aracılığıyla nesilleri birleştirir.” Ayrıca şunları vurguladı: “Bu tanıma sadece kınanın karmaşık sanatını onurlandırmakla kalmıyor, aynı zamanda bizi köklerimize bağlayan kültürel uygulamaların korunmasının öneminin de altını çiziyor. Kına’nın mirasını koruyarak, hikayelerinin, anlamlarının ve geleneklerinin gelecek yıllar boyunca dünya çapındaki kültürlere ilham vermeye ve zenginleştirmeye devam etmesini sağlıyoruz.” Ras Al Khaimah’lı ve 60’lı yaşlarında olan Meryem Ali, “Bu bizim mirasımızdır ve eski zamanlardan beri kına hayatımızın önemli bir parçası olmuştur. Kına ağacını evlerimize dikiyoruz, yapraklarını kurutuyoruz ve birçok şekilde kullanıyoruz.”
Bu yazı, şahinliğin 2010 yılında dahil edilmesinden bu yana kendi adına tanınan 16. unsur olduğu için BAE için önemli bir başarıya işaret ediyor. Geçtiğimiz Aralık ayında Unesco listesine kültürel öneme sahip geleneksel yulaf lapası benzeri bir yemek olan Tavşanların son eklenmesini takip ediyor. BAE’nin, Paraguay’ın Asunción kentinde düzenlenen Unesco’nun 19. Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Hükümetlerarası Komitesi’ne katılımı bu başarıda etkili oldu. Topluluğun tepkileri, kına’nın kültürel mirasına duyulan derin takdiri yansıtıyor ve BAE’de aziz bir gelenek olarak rolünü pekiştiriyor.
- Birleşik Arap Emirlikleri: Somut olmayan kültürel miras listesine kına eklendi
- Birleşik Arap Emirlikleri Ulusal Orkestrayı başlattı; seçmeler artık şarkıcılara, müzisyenlere açık
- Unesco, Suriye savaşı alevlenirken Halep sabununa miras statüsü veriyor