BAE’nin bu yılı Topluluk Yılı olarak belirlemesi, gerçek ilerlemenin yalnızca ekonomik başarı ile değil, kolektif bağlarımızın gücüyle ölçüldüğünün güçlü bir hatırlatıcısıdır. Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) ve toplum odaklı girişimlerdeki kariyerim boyunca işletmelerin, kurumların ve bireylerin anlamlı sosyal değişimi nasıl yönlendirebileceğine tanık oldum.
Hayırseverlik ve sosyal sorumluluk BAE’de yeni kavramlar değildir. Bunlar, cömertlik ve insancıllık vizyonu bir bağış kültürünün temelini atan kurucu babamız merhum Şeyh Zayed bin Sultan El Nahyan tarafından milletimizin dna’sına gömülmüştü. Güçlü bir ulusun halkının refahı üzerine kurulduğuna olan inancı bugün bize ilham vermeye devam ediyor.
Topluluk Yılı sadece sembolik bir jest değil, her birimizin daha kapsayıcı, şefkatli ve sürdürülebilir bir geleceği şekillendirmedeki rolümüzü yansıtması için bir fırsattır. Pasif desteğin ötesine geçme ve eğitim, araştırma veya sosyal refah girişimleri yoluyla toplumu yükseltmek için anlamlı adımlar atma zamanıdır.
BAE’de hayırseverlik: Gelenekten stratejik etkiye
BAE uzun zamandır hayırseverlikte küresel bir lider olmuştur, ancak bugün geleneksel hayırseverliğin ötesine geçmeli ve daha stratejik bir yaklaşım benimsemeliyiz. Ülkenin hayırsever ekosistemi, savunmasız topluluklara eğitim, sağlık ve acil yardım sağlayan Sharjah’daki Büyük Kalp Vakfı gibi girişimlerle önemli ölçüde gelişti. Bu çabalar, kısa vadeli yardımdan bireyleri güçlendiren ve esneklik kazandıran uzun vadeli çözümlere geçişi yansıtıyor.
Benzer şekilde, Dubai Cares gelişmekte olan ülkelerde eğitime erişimi değiştirirken, Muhammed bin Rashid Al Maktoum Bilgi Vakfı araştırma ve yeniliği desteklemeye devam ediyor. Bu girişimler, BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SDG’LER) gibi küresel hedeflerle uyumlu olarak BAE’nin sürdürülebilir kalkınmaya olan bağlılığını vurgulamaktadır.
KSS ve inovasyon odaklı girişimlerde yoğun olarak çalışmış biri olarak, eğitim ve araştırmaya yönelik hedeflenen yatırımların nasıl üstel faydalar sağlayabileceğini ilk elden gördüm. Bağış yapmak yeterli değil – katkılarımızın sistemik değişime yol açmasını sağlamalıyız.
Eğitim ve araştırma için katalizör olarak KSS
Çalışmamın en ödüllendirici yönlerinden biri, KSS stratejilerini ulusal kalkınma hedefleriyle uyumlu hale getirmek için işletmelerle etkileşim kurmaktı. Eğitim ve araştırma, kss’nin derin bir etkiye sahip olabileceği iki alandır, ancak birçok şirket hala potansiyellerini gözden kaçırmaktadır.
Eğitim, sosyal hareketlilik ve ekonomik büyüme için güçlü bir araçtır. BAE genelinde, KSS programları başarıyla burslar, mesleki eğitim ve mentorluk fırsatları sağlamıştır. Bu girişimler bireylere yardım etmekten daha fazlasını yapar — gençlerimizi inovasyonu teşvik etmek ve bilgiye dayalı bir ekonomi oluşturmak için gereken becerilerle donatırlar.
Araştırma ve geliştirme (Ar-Ge), BAE’nin uzun vadeli vizyonunda da önemli bir rol oynamaktadır. Yıllar boyunca, akademi ve endüstri arasındaki uçurumu kapatan ve işletmelerin bilimsel gelişmeleri aktif olarak desteklemelerini sağlayan girişimler üzerinde çalıştım. Şirketler Ar-Ge’ye yatırım yaptıklarında sadece kendi çıkarları için yenilik yapmakla kalmıyor, ulusal ilerlemeye katkıda bulunuyorlar.