Die Zeit gazetesinin Perşembe günü yayınladığı alıntılara göre, Angela Merkel anılarında ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin gibi diktatörlere hayran olduğunu söylüyor.
Merkel, Trump’ın Beyaz Saray’daki ilk dönemine seçilmesinin ardından Mart 2017’de Washington’daki ilk toplantısında ABD liderinin “bana bir dizi soru sorduğunu” söyledi.
Trump, “Doğu Alman geçmişim ve Putin ile ilişkim hakkında bilgi edinmek istedi. Rusya Devlet Başkanı tarafından açıkça çok etkilendi “dedi.
“Takip eden yıllarda, otokratik ve diktatör eğilimlere sahip politikacılar tarafından büyülenmiş izlenime kapıldım.”
Merkel’in uzun süredir siyasi danışmanı Beate Baumann ile birlikte yazdığı “Özgürlük” adlı anısı Salı günü 30 dilde aynı anda yayınlanacak.
Merakla beklenen 736 sayfalık kitabın, Merkel’in 2005-2021 yılları arasında dünyanın en güçlü kadını olduğu görevdeki dört dönemine yeni bir ışık tutması bekleniyor.
Die Zeit tarafından yayınlanan alıntılarda Merkel, Trump ile ilk görüşmesinden sonra eve uçtuğunda “kötü bir his” bıraktığını söyledi.
Trump, Merkel’i basın önünde tokalaşarak karşıladı, ancak gazeteciler ikinci bir el sıkışma istediğinde onları görmezden geldiğini söyledi.
Merkel ona tekrar el sıkışmaları gerektiğini fısıldadı, ancak ipucunu almadı.
Görüşmelerinde Trump, seçim kampanyası sırasında Almanya’ya yaptığı eleştirilerin çoğunu tekrarladı.
Merkel, “2015 ve 2016’da bu kadar çok mülteciyi alarak Almanya’yı mahvettiğimi iddia etti, bizi savunmaya çok az harcama yapmakla suçladı ve haksız ticaret uygulamaları nedeniyle eleştirdi” dedi.
Özellikle New York sokaklarında birçok Alman otomobilinin görülmesi “onun tarafında bir diken” olduğunu söyledi.
“İki farklı seviyede konuşuyorduk — Duygusal düzeyde Trump, olgusal düzeyde ben. Argümanlarıma dikkat ettiğinde, çoğunlukla onları yeni suçlamalara dönüştürmekti “dedi.
“Gündeme getirilen sorunları çözmek onun hedefi gibi görünmüyordu.”
Merkel, toplantıdan “Trump ile birbirine bağlı bir dünya için ortak bir çalışma olmayacağı” sonucuna vardı.
“Her şeyi siyasetten önce olduğu gayrimenkul girişimcisi perspektifinden değerlendirdi…
“Onun için bütün ülkeler birbiriyle rekabet halindeydi ve birinin başarısı diğerinin başarısızlığı anlamına geliyordu.”