Umm Al Quwain Turizm ve Arkeoloji Bölümü, bir dizi yerel ve uluslararası ortakla işbirliği içinde art arda dördüncü sezon boyunca Siniya Adası bölgesinde arkeolojik faaliyetlerine devam etti.
Kazı çalışmaları, kültürel ve arkeolojik tarihi daha iyi anlamak ve bölge kimliğinin korunmasına katkıda bulunmak amacıyla hem Siniya Manastırı’nın hem de İnci Kasabası’nın alanlarını kapsıyordu.
Bu yılki kazı sezonu hakkında yorum yapan Turizm ve Arkeoloji Bölümü Arkeoloji ve Miras Bölümü Müdür Vekili Rania Hussein Kannouma, bu sezon yapılan çalışmaların 9 hafta sürdüğünü söyledi.
Ocak ayından bu yana başladı ve her iki bölgede de Mart ayına kadar devam ediyor – bu sırada dar sokaklar etrafında kümelenmiş çok sayıda taş ev keşfedildi ve Siniya Adası’nın çeşitli zaman dilimlerinde otantik bir mimari tarihe sahip olduğunu gösterdi.
Turizm ve Arkeoloji Bakanlığı’nın, adanın gerçek medeniyet unsurlarını daha iyi anlamak için arkeolojik kazı çalışmalarına devam etme taahhüdünün yanı sıra, sürdürülebilirliklerini sağlamak için bu arkeolojik binaları koruma ve sürdürme sürecinin devam ettiğini doğruladı.
Umm Al Qaiwain’deki İtalyan Arkeoloji Misyonu Başkanı ve Polonya Bilimler Akademisi’nde araştırmacı olan Dr Michele Degli Esposti, İnci kasabası için bölgede keşfedilen arkeolojik buluntulara dayanan kronolojik bir sıra olduğunu açıkladı.
Geçen yıl 2023 yılında yerleşimin kuzey kesiminde yapılan kazılarda MS 5. ve 6. yüzyıllara tarihlenen çok sayıda çanak çömlek kap ortaya çıkarılmıştır. Bu yıl, 2024’te güney bölgesindeki kazılar, tarihinin 4. yüzyıla kadar uzanabileceğini ve bölgede kazı ve araştırmalar devam ettikçe sonuçların şehir için daha da erken bir zaman çizelgesine işaret ettiğini gösteriyor.
New York Üniversitesi Antik Dünya Araştırmaları Enstitüsü’nden Profesör Robert Hoyland, “Mezopotamya’dan ithal edilen birçok büyük kavanoz sahada bulundu. Bu kavanozlardan ikisi, MS 1. ve 4. yüzyıllar arasında kullanılan bir biçimde Aramice harfler taşıyordu.”
Tarihsel kanıtlar, İnci kasabasının o zamanlar sakinler için bir odak noktası olduğunu ve MS 4. ve 5. yüzyıllarda önde gelen ve gelişen şehir olarak arkeolojik alanın (ed-Dur) yerini aldığını göstermektedir. Şehir, MS 6. yüzyılın sonu ile MS 7. yüzyılın başı arasında bir Hıristiyan manastırı kuran Nestorian rahipleri olarak bilinen bir grup rahibi kendine çekti.
BAE Üniversitesi’nden Prof. Timothy Power, bu göstergeler hakkında şunları söyledi: “Arkeologlar, Siniya Adası’ndaki İnci kasabasının sakinlerinin MS 6. veya 7. yüzyılda adadan göç ettiğine inanıyorlar. Bundan sonra, Ras Al Khaimah’daki ‘Julfar’, Emirliklerin Körfez kıyısında büyük bir şehir olarak ortaya çıktı.”
Siniya Manastırı’nın Turizm ve Arkeoloji Bölümü ekibi tarafından keşfedilmesi, Siniya Adası’nın medeniyetler için bir buluşma noktası ve küresel bir bağlantı noktası olduğunu kanıtlıyor. İnci kasabasının yeri, tarihi ve ekonomik boyutlarında paha biçilmez arkeolojik zenginliklere sahiptir.
Turizm ve Arkeoloji Bölümü, emirliğin tarihi mirasını korumak ve sit alanlarını ve arkeolojik buluntuları korumak için gerekli önlemleri almak amacıyla arkeolojiyle ilgili tüm strateji ve faaliyetlerin uygulanmasına büyük önem vermektedir.
