BM Genel Sekreteri António Guterres, 3 Mayıs Cuma günü Dünya Basın Özgürlüğü Günü münasebetiyle gazetecilerin çevre konularını ele alan ve mesleği giderek daha tehlikeli hale getiren şiddette bir artışa dikkat çekti.
BM başkanı, gazetecilerin ve medya profesyonellerinin, gelecek nesiller için tehdit oluşturan dünyanın mevcut çevresel ve iklim acil durumu hakkında halkı “bilgilendirmede ve eğitmede kilit bir role sahip olduğunu” söyledi.
Bu çalışma sayesinde insanların dünyayı etkileyen çevresel faktörleri daha iyi anlayabileceğini ve değişimi savunabileceğini söyledi.
Bununla birlikte, son BM Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) raporlarına dayanarak, gazeteciler, özellikle çevre gazetecileri, sadece işlerini yaptıkları için şiddetli saldırılarla ve hatta ölümle karşı karşıya kalıyorlar.
Guterres, “Son yıllarda yasadışı madencilik, tomrukçuluk, kaçak avlanma ve diğer çevre sorunlarını kapsayan düzinelerce gazeteci öldürüldü” dedi. Ancak, “vakaların büyük çoğunluğunda, hiç kimse hesaba katılmadı.”
UNESCO’nun raporu, çevre gazetecilerinin karşılaştığı şiddeti analiz etti.
Genel Sekreter, raporda, çevre sorunları hakkında rapor veren gazetecilerin ve haber kuruluşlarının son 15 yılda yaklaşık 750 saldırıyla uğraştığını tespit etti.
UNESCO’nun ifade özgürlüğü ve gazetecilerin güvenliği şefi Guilherme Canela, BM News’e verdiği röportajda, raporun çevresel raporlama yapan gazetecilerin yüzde 70’inin en az bir şiddet türüyle ve ankete katılan gazetecilerin dörtte birinin yasal saldırılarla uğraştığını tespit ettiğini söyledi.
Ek olarak Canela, son 50 yılda çevre hikayelerini kapsayan 44 gazetecinin öldürüldüğünü söyledi.
Gazetecilerin çatışma bölgelerinin önemli gözlemcileri olduğunu ve bu çatışmalardan etkilenen sivil nüfusa hayat kurtarıcı bilgiler sağladıklarını hatırlamanın önemli olduğunu söyledi.
“UNESCO, çevre sorunlarını ele alan gazetecilerin korunmasına dikkat etmemiz gerektiği alarmını veriyor” dedi, “çünkü çevrede olup bitenler hakkında bu farkındalığı artırmak ve güçlü aktörleri sorumlu tutmak, gezegenin sahip olduğu mevcut çevresel zorluklarla yüzleşmek için kesinlikle şart.”
Medyanın bağımsızlığını ve çoğulculuğunu ilerleten tarihi Santiago Deklarasyonu’ndan otuz yıl sonra UNESCO, dünya çapında basın ifade özgürlüğünü savunmaya olan bağlılığını yineliyor.
Dünya Basın Özgürlüğü Günü, mevcut küresel çevre krizi bağlamında gazeteciliğin ve ifade özgürlüğünün önemine adanmıştır.
